Zihnimizdeki Veri Depolama ve Filtrasyon Sistemi Üzerine Düşünceler
Çoğumuzun karşılaştığı bir sorun var: zihinsel belleğimizdeki veri depolama sınırlılığı. Bilgisayarlarımızın belleğine benzer şekilde, zihinsel belleğimiz de sınırlı bir kapasiteye sahip. Bu nedenle, saklamaya değer bilgileri seçmek ve gereksizleri reddetmek oldukça önemli. Aksi takdirde, önemsiz ayrıntılar hafızamızın değerli yerlerini işgal edebilir ve bizi önemli bilgilerden mahrum bırakabilir.
Günlük yaşantımızı düşünelim biraz; neyle ilgilendiğimizi, zihnimizi neyle doldurduğumuzu ve hangi bilgileri hafızamıza kaydettiğimizi gözden geçirelim. Muhtemelen, önemsiz gibi görünen birçok detayın zihnimizi işgal ettiğini fark edeceğiz. Bu gereksiz bilgiler, bir araya geldiklerinde zihnimizi gereksiz yere doldurabilir ve sıkıntı yaratabilir.
Ne yazık ki, zihnimize giren bilgileri filtreleyecek bir mekanizmamız yok. Bu nedenle, gereksiz detaylar hafızamıza sızabilir ve zamanla birikebilir. Bilgisayarlarımızda olduğu gibi, bu durum belleği doldurabilir ve performansı düşürebilir. Bu durum sadece bilgisayarlar için değil, insanlar için de geçerli! Günümüzde birçoğumuz, dolu belleklerimiz yüzünden zihinsel yorgunluk ve bellek tıkanıklığı yaşamaktayız.
Arthur Conan Doyle, Sherlock Holmes serisinde zihinsel filtreleme konusunda önemli bir ipucu veriyor: “İnsan zihnini, boş bir çatı katına benzetiyorum ve insanın bu çatı katını dikkatlice döşemesi gerektiğini düşünüyorum.” Yalnızca önemli bilgileri seçmeli ve gereksizleri elemeliyiz. Zamanla zihnimizdeki bilgiler arttıkça, yeni bilgileri öğrenmek için eski bilgileri unutmamız gerekebilir.
Bir şeyi hatırlamaya çalışırken zihnimizi gereksiz bilgilerin doldurması oldukça yaygın bir durumdur. Bu yüzden, önemli bilgilerin arka planda kalmasına ve hatırlanamamasına neden olabilir. Bu durumu hepimiz yaşamaktayız ve aslında bu, zihinsel filtreleme becerisinin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Sizce, önemli bilgileri hatırlayamamak mı daha kötü, yoksa gereksiz bilgileri zihinden silip atamamak mı?