Türk sinema ve tiyatrosunun efsane isimlerinden, Göksel Özdoğdu ile 62 yıldır evli olan Metin Akpınar, 35 yıl sonra ortaya çıkan ikiz çocukları Duygu ve Sevgi Nebioğlu ile günlerdir manşetlerde yer alıyor. Hikayesiyle günlerdir Türkiye’nin en çok konuşulan isimleri arasında Duygu Nebioğlu, hakkında merak edilenleri Kanal D’de ekranlara gelen ‘Neler Oluyor Hayatta?’ programına tek tek anlattı.
İşte Duygu Nebioğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar…
Ben 30 Mayıs 1988 yılında Antalya Devlet Hastanesi’nde Suphiye Ormancı tarafından dünyaya getirildim. Biyolojik annem çok zorluklar çekmiş bir insan. Konuştuğumuzda bana ‘Size hamileyken yiyecek bir şey bulamıyordum. Komşularım getirirdi’ dedi. 4 aylıkken hamile olduğunu öğrenmiş… Metin Akpınar, Suphiye Ormancı’nın hamile olduğunu kesinlikle biliyordu. O döneme tanıklık eden gazeteci var. Bize şahitlik de yapacak. Annem Metin Akpınar ile konuşmaya gittiğinde öyle bir korkutulmuş ki bugün bile konuşmaya korkuyor.
“Nebioğlu Ailesi 1994 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan bizi kurtarıyor. Bu insanlar bize evlatlık olduğumuzu unutturdular. Müthiş baktılar. 10 yaşımızdayken de doktor kontrolünde evlatlık olduğumuzu, ailemizin trafik kazasında vefat ettiğini söylediler. Anne ve babamın trafik kazansında öldüğüne inanmadım. Çok çok isterdim Nebioğlu’nun gerçek ailem olmasını.”
“Gerçek ailemi 18 yaşıma geldiğimde öğrendim. Gidip Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan soy kütüğümü aldım. Öyle bir hakkım var. Dayımı buldum, görüşmeye başladım. Öz dayımla, Cumhur Ormancı! Metin Akpınar’ın gerçek babam olduğunu şöyle öğrendim; Dayım, bana ‘senin baban bir komedyen’ dedi. Ben de ‘Metin Akpınar mı?’ dedim. ‘Sen bunu nasıl biliyorsun?’ diye sordu.”
Sonra Metin Akpınar’a ulaşmaya çalıştım. Beş yıl boyunca kendisine ulaşamadım. Koruması beni Metin Akpınar’a yaklaştırmadı. TRT’de bir programı vardı. Bir arkadaşım vesilesiyle programı izlemeye gittim. ‘Babamla tanışırım’ diye düşünüyordum. Kendisi beni gördü ‘hanımefendi yüzünüz neden asık’ diye sordu. Ben de kendisine ‘neden suratım asıktı acaba’ dedim. İlk kez yüz yüze geldik. Kendisi benim kızı olduğumu biliyordu ama yansıtmamaya çalıştı. Benimle bir fotoğraf çektirdi ve gitti.
“O gün çok üzüldüm, yıkıldım. Program boyunca beni izledin, bunu gördüm. Ama kendisi gelip beni dinlemedi. Saatlerce orada Metin Akpınar’ı bekledim, kimse gelmedi. Bu görüşmenin ardından 5 yıl boyunca bir araya gelmedik. Henüz 21 yaşındaydım.”
“Bu olaydan sonra inat ettim. Bu sefer vaatler dönemi başladı. Bir strateji uyguladı. 14 yıl boyunca sürdü bu taktik. En sonun ben kendilerini mahkemeye vereceğimi söyledim. Onun üzerine bir görüşme ayarlandı. Antalya’da bir otelde 12 saat boyunca karşılıklı konuştuk. Ben hikayemi anlattım. Bir yandan da bana ‘karım bunu öğrenirse size zırnık koklatmaz’ diyordu. Ben kendisinden ne maddi, ne de manevi destek görmedim. Verdiği parayla sadece hayvanları besleyebiliyorum. Kendim için hiçbir şey almadım. Bana araba mı aldı, ev mi aldı? Son birkaç yıldır, ödeme yapılıyor. O da kendisi için bir akşam yemeği kadar para.”
Yaptığı açıklamada ‘bunları yaşadığınız için çok üzgünüm’ dedi ama o şekilde davranmadı. Sadece söylemde kaldı. Biz kardeşimle çok zorluklar yaşadık. Ben çok zor ameliyatlar geçirdim, kendisi beni bir kez bile aramadı. Babam benden bugüne kadar özür dilemediği için davayı açtım. Kendi eşini korurken bizi korumuyorsun. Bu sürecin başına geleceğini biliyordu, her şeyden haberi vardı. Çok güzel oyunculuk yaptı. Eşiyle de muhatap oldum. Birkaç saat görüştük, ilk başta çok iyi davrandı. Sonra çok ama çok kötü davrandı. ‘Gel bakalım sen, neden Metin Abi’nin üzerinden prim yapıyorsun. Git ananın yanına’ diye tepki gösterdi.
“Ben üç kez DNA testi yaptırdım. Üçünü de kabul etmediler. Bir keresinde kendisi saç telimi kopartıp aldı. DNA testi yaptırdı. Sonra sonucun ardından yine inkar etti. ‘DNA testi yaptırmadım, yalan söylemem’ dedi. Ben de test yaptırdım yüzde 99.9 kızı çıktım. Kesinlikle Akpınar soyadını taşımayacağım, benim soyadım ‘Nebioğlu’dur. Yalancı insanların soyadını alamam.”